Demir ve mangan, özellikle yer altı sularında bulunan; suyun görünümünde ve tadında olumsuz etkiler yarattığı ve de lekelenmelere yol açtığı için istenmeyen minerallerdir. İnsan sağlığına olumsuz etkileri bulunmamaktadır; hatta beslenme düzeninde önemli yer işkal etmektedir.
Ancak sularda fazla miktarda bulunması durumunda, kıyafetlerde renk bozulmasına, tesisatlarda renklenmeye ve suda “pas” tadı oluşmasına neden olurlar. Yerel ve global ölçekte bakıldığında çeşitli otoritelerin içme suyunda bulunmasına müsaade edilen maksimum demir ve mangan miktarları;
Mineral |
TSE 266 |
Avrupa Birliği |
Dünya Sağlık Örgütü |
Demir (Fe) |
0,2 ppm |
0,2 ppm |
0,3 ppm |
Mangan (Mn) |
0,05 ppm |
0,05 ppm |
0,1 ppm |
Demir ve mangan giderimi, minerallerin tipine ve konsantrasyonlarına göre değişmektedir. Sularda demir ve mangan 3 şekilde bulunur:
Çözünmüş, partikül halde ve koloit yapıda. Birinin diğerine göre üstünlüğü suyun pH’ına bağlıdır. En yaygın kullanılan 2 arıtma sistemi, oksidasyon/filtrasyon yöntemi ve bir iyon değiştirme reçinesi kullanılarak yapılan adsorpsiyon (tutunma) yöntemidir.
Daha basit bir dille anlatmak gerekirse öncelikle suyu klorlayarak okside etmemiz ardından da uygun bir medya ile suyu filtrelememiz gerekmektedir.
Bu medya, quarts kum, filter ag ve birm minerallerinden oluşan bir yatak şeklinde hazırlanabilmektedir.